7 Haziran 2012 Perşembe

Beni Bağrına Bas

ilk ziyaretçilerim koca bir boşlukla karşılaşmasın diye bazı geçmiş "güzellikleri" paylaşarak başlamak istedim yazmaya.

bilenler vardır; İstiklal Caddesi'nde 'arter' diye mükemmel bir sanat galerisi var. İstiklal'de dolaşırken hep şöyle bir bakarım camından içeri "bakalım bu defa neler var" diye. tam tarih veremeyeceğim ama 2011 Ağustos ayında biricik sevgilimle (eşim) kafamızı yine Arter'in camına doğru uzattık. sonra birbirimize baktık ve inanamayan gözlerle tekrar içeri baktık. biraz ilerde üst üste koyulmuş onlarca sandalyenin üstünde bir çocuk... sandalyeler devrildi devrilecek! çocuk aşağıya bakıyor. tek yorumumuz "yok artık!" oldu ve daldık içeriye. o güne kadar bir sanat galerisine "dalacağım" aklıma gelmemişti :)


profesyonel bir fotoğrafçı olmadığım için anlattıklarım çektiğim fotoğraflardan ne kadar yansıyacak bilemiyorum. ama şunu söyleyebilirim içeri girdikten sonra kafamı çevirdiğim her yere hayranlıkla baktım. galerinin içi canlı gibi duran insanların dışında bir sürü yaratıkla doluydu. hepsi kendisini gerçekçi gösterecek malzemelerle yapılmış onlarca yaratık... hani "yaratık" deyince bir parça içimiz ürperir ya...bunlar öyle değildi işte. öylesine güzel bir kompozisyon hazırlanmış ki; bu görmeye alışık olmadığımız yaratıklar dost canlısı, çocukları korur vaziyette. onlardan ürkmek bir yana dursun, içinizi onlara karşı saçma bir sevgi kaplıyor.


aralarında pek seçim yapamadım ama sanırım en çok yaratıkların çocuklarla olan ilişkisini sevdim. bambaşka bir dünya ve bunu size hissettiriyor.


tabi bu kadar yaratığı bir arada görmüşken hatıra fotoğrafı çektirmeden olmazdı:)


yaratıkları anlatmaya dalınca en sona kaldı tabi. galeride enteresan başka eserler de vardı. koyun koyuna geyik formunda motosikletler, yavru motorlar...



böyle güzel bir sergiyi, böyle güzel bir deneyimi bizimle paylaşan sanatçının adını anmayı en sona bıraktım : Patricia Piccinini. okuman ya da duyman önemli değil ama ben yine de sana teşekkür ederim. mükemmeldi.

gelelim kıssadan hisseyeeee... ben derim ki yolunuz İstiklal Caddesi'ne düşerse siz de kafanızı Arter 'in camına doğru bir uzatın. belki sizi cezbedecek bir dünyayla karşılaşırsınız.

1 yorum:

  1. I would like to thank you for the efforts you've put in penning this website. I really hope to see the same high-grade content by you later on as well. In truth, your creative writing abilities has inspired me to get my own, personal blog now ;)
    Here is my site click here for more

    YanıtlaSil