7 Haziran 2012 Perşembe

hoş geldin deli!!

Bundan birkaç yüzyıl önce "Bazen acaba dünyamız evrenin tımarhanesi mi diye düşünmeden edemiyorum." diyen Goethe, henüz var olmayan bir insanın hislerine tercüman oldu. Bu sözlerden birkaç yüzyıl sonra "Dünyayı delilik sarmış" diye düşünen ben, tek derdim olan "yazmak eylemi"ni gerçekleştireceğm ortama en uygun ismin "evrenin tımarhanesi" olduğunu düşündüm.

Bana bir fotoğraf makinesi verin (bir de zaman) tüm müzeleri gezeyim. Bir kağıt bir de kalem verin, size hikayeler anlatayım. Bana dinleyecek insanlar verin, ne okuduysam-öğrendiysem paylaşayım. En önemlisi de bana hayallerimi bırakın, geri kalan her şeyi yoluna koyayım.

Gitmek istediğim çok yer var, anlamasam da dinlemek istediğim çok dil... Okumakla bitmeyecek yüz binlerce kitap... Ve hiçbir zaman anlayamayacağım "deli bir dünya".

Henüz dünyayı gezemedim, kendi dilimden başka bir dili tam anlamıyla benimseyemedim(edebiyatçı olmamdan kaynaklanabilir), henüz kitaplığımdaki -her geçen gün sayısı artan- kitapları bile bitiremedim. Şimdilik yapacağım hayatın buraya kadar olan kısmını anlatmak ve bundan sonra olacaklarda yanıma insanlar almak. 

"Yediğin içtiğin senin olsun, bana gördüklerini anlat" misali bir blog hazırlamak istedim. İsteyen ne giydiğime baksın, isteyen nereye gittiğime, isteyen nelerden tat aldığıma. Benim istediğimse hepsinin sonunda bu kız ne demiş diye bir bakın. Ve hepinize vasiyetimdir, Ümit Yaşar Oğuzcan'ın dediği gibi:
                        BENİ HAYALLERİMİN BİTTİĞİ YERE ASIN.

1 yorum:

  1. Kimse inanmıyordu deli olduğuma ve de deli olduklarına. Sonunda sen hislerime tercüman olacaksın. Bu da benim vasiyetim olsun:
    Beni de seninle assınlar:)

    YanıtlaSil